Dünya Anti Doping Ajansı (WADA) Başkanı Sir Crag Reedie, Türkiye'nin, dopingle mücadele konusunda dünyaya önemli mesajlar verdiğini belirterek, "Ülkenizin yaptığı çalışmalar bu konuda dünyaya örnek olacak türden. Ayrıca, doping olaylarının İstanbul'un 2020 adaylığını etkilediğine de inanmıyorum" dedi. 

Sir Reedie, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın resmi yayın organı olan 'Gençlik Spor' dergisine yaptığı açıklamada, WADA’nın dünya sporu üzerindeki politikalarını ve Türkiye'nin dopingle mücadelesini değerlendirdi.

Türkiye'nin dopingle mücadele konusunda attığı adımlardan ve 'dopinge karşı sıfır tolerans' politikasından övgüyle bahseden Sir Crag Reedie, bu mücadelenin diğer ülkelere de örnek olması gerektiğine dikkati çekti.

"Doping, hedefe giden yolda yanlış bir seçim"

Türkiye'de devlet mekanizmasının her kademesinde dopinge karşı tavizsiz bir duruşun olduğuna değinen Sir Reedie, "Bu hassasiyetin altını çizmeyi WADA olarak önemli buluyoruz. Ülkenizde herkes Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın bu konuda attığı adımların ciddiyetini yakinen biliyor. Aynı ciddiyetin, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) ve kulüplerle de olduğunu gözlemlemek memnuniyet verici" diye konuştu.

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın Antalya'da düzenlenen 12. SportAccord kongrenin açılış konuşmasında dopingle ilgili 'sıfır tolerans' ilkesine vurgu yaptığını hatırlatan Reedie, "Bakan Çağatay Kılıç'ın bu konudaki tutumunu WADA olarak oldukça isabetli bulduğumuzu söylemeliyim. Doping, kesinlikle üzerine gidilmesi ve mücadele konusunda kesin çözümler üretilmesi gereken bir husus. Doping, her ülkede, her sporcu için çok üzücü bir durum. Bu durum, genç sporcular için çok daha fazla önem arz ediyor. Onlar, dopingin hedefe giden yolda yanlış bir seçim olduğunu bilmeliler" İfadesinde  bulundu.

"WADA birleştirici güç"
Sir Crag Reedie , WADA'nın dopingle mücadele konusunda önemli bir görevinin olduğunun da altını çizdi. Dopingin insan sağlığı açısından büyük tehditler oluşturduğunu ifade eden Sir Reedie, şöyle devam etti:

"Bu nedenle bütün spor dalları ve bütün ülkeler bizim için çok önemli. WADA, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) liderliğinde hükümetler, uluslararası federasyonlar, ulusal olimpiyat komiteleri ve sporcuların desteği ile 1999'da kuruldu. Şu anda bütçe ihtiyacımızın yarısını IOC'den diğer yarısını da dünya çapındaki hükümetlerden karşılıyoruz. Aslında maddi olarak küçük bir bütçeye sahibiz.Dünya üzerindeki her yerde tüm sporları kapsayan bir iş yapıyoruz. O yüzden bu temel problemi çözmemiz gerekiyor. Bütçemizin bir kısmını anti doping kod sistemine ayırdık. Araştırmalar için farklı kaynaklar bulmaya çalışıyoruz."

"Anti doping merkezleriyle eğitim çalışması yapmalıyız"
Dopinge karşı insanların daha fazla bilinçlenmesi amacıyla, çeşitli eğitim programları geliştirdiklerini ifade eden Başkan Sir Reedie, "Bu programları hayata geçirmek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Ülkelerdeki anti doping merkezlerinde bu eğitim departmanlarına fazlasıyla ihtiyaç var. Gençlerin bilinçlendirilmesi adına daha çok çalışma gerçekleştirilmeli. Türkiye'deki ve diğer ülkelerdeki gençleri bu eğitimin bir parçası haline getirmeliyiz. Sadece Nijerya'da bilinçlenme konusunda büyük ihtiyacı olan 3 bin 500 genç var. Bu sayı dünya geneline vurulduğunda çok daha büyük rakamlara ulaşıyor. Umarım bu konuda hızlı bir şekilde yol alırız" şeklinde konuştu.

"Sıfır tolerans politikası adaylık için çok önemli"
Sir Reedie ayrıca, Türkiye'de yaşanan doping olaylarının İstanbul'un 2020 mücadelesine ne yönde etki ettiği sorusunu da cevaplayarak, "Doping olaylarının İstanbul'un 2020 adaylığını etkilediğine inanmıyorum" diye yanıt verdi.

Türkiye'nin spor ülkesi olma yolunda önemli adımlar attığını belirten Sir Reedie, "Tabii ki  İstanbul, gelecekte olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yaparsa bundan çok memnun oluruz. Doping konusunda gösterilen sıfır tolerans politikası kesinlikle buna katkı sağlayacaktır" diyerek sözlerini tamamladı.